Blue Eye (Arnavutluk Ağustos'17)

Arnavutluk seyahatim biraz uzun olduğu için (9 gün) parça parça anlatacağım. Beni en çok etkileyen yerlerinden bir olan Blue Eye (Mavi Göz) ile başlamak istiyorum..
'Blue Eye, Arnavutluk'un Avlonya iline bağlı Mesopotam kasabasında bulunan bir su kaynağıdır. Nehrin açık mavi suyu, elli metrelik derinlikten kabarcıklar çıkarmaktadır.'Ayrıca suya girilebiliyor ama Ağustos olmasına rağmen buz gibiydi.
Kesinlikle görülmesi gereken yerler arasında yerini ilk sıralarda almalı bence.Sanki kaybolmuş bir cenneti bulmuşsunuz gibi bir his uyandırıyor insanda..
Yolda giderken fenalıklar basmaya başlamıştı bana, (bildiğiniz dağ yolu dön dön içim dışıma çıktı) ve fazlaca bastırmış olan uykumla beraber ilerlerken bir anda küçücük bir kilise (sanırım) gördüm ve gözüm açıldı.




 İçimdeki merak ortaya çımaya başladı. Bir süre sonra sadece 10 km hızla ilerliyor olmamıza rağmen kalbim ve beynim arabadan daha hızlı hareket ediyordu..
Sonunda durduk ve sonrasında sanırım hiç konuşmadım.Hayat o an, gözümün görebileceği (şimdilik) en güzel doğayı izliyordu. Aklımdan geçen tek şey ise, daha görebileceğim çok fazla, güzel ve çok özel milyonlarca yer olacağıydı.









Bunun için yapmam gerekenleri biliyordum, yolda olmaktan vazgeçmeyecektim.Çok klasik olsa da şunları söylemek istiyorum;

  • Bir kere geldiğimiz(belki sonra yine geliriz ama bunu hiç birimiz bilmiyoruz) şu dünyada hiçbir şeyi ertelemeyin.
  • Yeni insanlardan, yeni duygulardan, yeni ülkelerden, yeni yerler görmekten korkmayın.
  • Üşengeç olmayın, sadece hayal edin ve yapın.
  • Keşke demektense, iyi ki demeyi öğrenin.
Ve daha söyleyebileceğim bir sürü şey var ama öyle bilmişlik falan yapmak değil niyetim. Sadece kendinizi tanımayı öğrenin. Nelerden keyif aldığınızı, neleri hiç sevmediğinizi. Yalan olmadan, kendinizi kandırmadan, etrafınıza rol yapmadan..
Şimdi diyeceksiniz ki 'alt tarafı bir Blue Eye anlatacaktı, konu nerelere geldi!'
Sıktıysam kusuruma bakmayın, yada bakın siz bilirsiniz. İçimden böyle yazmak geldi..
Bir de sorarsanız eğer (belki merak eden vardır :) ) ben kendimi tanıyor muyum?
Öğreniyorum..
Hiç bilmediğim bir yere bakarken,hiç tanımadığım insanlarla iki kelimede olsun konuşurken,uçakta sonsuz hayaller kurduğum bulutların üzerindeyken,havalimanında sırt çantamla uçağı kaçırmamak için deli gibi koşarken, yetiştiğimde derin bir 'ohhh' çekerken, yeni planlar yaparken, ve en önemlisi 'İYİ Kİ' derken...
Daha fazla yazmayacağım ve ne kadar gözün gördüğü gibi olmasa da çektiğim fotoğraflara bırakacağım yerimi;

















Yorumlar

Yorum Gönder